17 Şubat 2014 Pazartesi

VINTAGE STYLE NOTEBOOKS


Since almost two months we are in Istanbul but we couldn’t settled yet. There are long lists of things to do, also books to buy, exhibitions to visit...etc. And best way to begin to all this, is having few new notebooks. Last year during a visit to Turkey, we saw a small paper shop in a divided corner of a café in Karaköy, a neighborhood in Istanbul and we loved their nostalgic notebook series.

Yesterday we headed to Kâğıthane (House of Paper) to buy some notebooks. When we arrived there we saw that they moved to another shop at the same passage: Fransız Geçidi (Passage Français), an old Istanbul passage restored very cruelly with an addition of ugly modern building.

Karaköy becomes one of the popular destinations of Istanbul with its cafés, galleries since few years and is not anymore a very attractive destination for us with its new visitors profile. But if you are interested with vintage style notebooks, Kâğıthane is worth a visit.

                                      -------------------------------

İstanbul’a döneli neredeyse iki ay olacak ama hâlâ düzenimizi tam oturtamadık. Uzun bir yapılacak işler listesine ek olarak, bir de alınacak kitaplar, gezilecek sergiler vs diye listeler uzayıp gidiyor. Bu listelerle başa çıkmaya başlamanın en iyi yolu da önce birkaç güzel defter edinmek. Geçen yıl Türkiye’ye geldiğimizde, Karaköy’de bir kafenin köşesine açılmış küçücük bir defterci görmüştük ve en son çocukluğumuzda gördüğümüz gibi, eski tarz defter serilerini çok sevmiştik.

Dün de defterlerimizi almak için Kâğıthane’ye yollandık. Kafenin içindeki yerlerinden yine aynı pasajın, beter restorasyonuyla insanı acılara gark eden Fransız Geçidi’nin içinde başka bir dükkâna taşınmışlar. Daha büyük alana geçince de ürün yelpazelerine seramik objeler, kumaş çantalar gibi şeyler eklemişler. Kendimize bakkal defteri, elişi defteri ve telefon defterini seçtik. Defterlerden birinin arkasında çarpım tablosu bile unutulmamış.

Karaköy birkaç yıldır birbiri ardına açılan kafeleri, galerileri ile İstanbul’un popüler semtlerinden olma yolunda hızla ilerliyor ama yeni ziyaretçi kitlesi ile bizim için daha gidilmeyesi, işimizi halledip ufaktan uzayalım dedirten bir yer hâline geldi. Ama yolunuz düşerse, Kâğıthane defterleri ve kedili gümüş takıları için ziyarete değer. 




12 yorum:

  1. Kemankeş Caddesi, Kahkaha Çiçeği Çıkmazı... İkisi de roman adı gibi :) Nasıl olmuş da değişmeden kalmışlar şaşırdım doğrusu :))

    Defterlere bayıldığımı söylemem gerek yok değil mi? Ben de geçen sene sarı saman yapraklı eski matematik defterlerinden bir tane bulup, arkadaşıma hediye almıştım.

    YanıtlaSil
  2. Sarı sayfaları mis kokulu eski romanlar gibi hem de Tülinciğim :) .
    Defterlerden şimdilik bu üçünü seçtik ama insanın hepsinde aklı kalıyor, çok güzel yapmışlar gerçekten. Aklına sağlık yapanın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim aldığım gerçekten o zamanlardan kalmaydı :)

      Sil
  3. Defterlere bayıldım. Ne kadar da güzeller. İstanbul'a gidecek olursam uğramak lazım buraya...

    YanıtlaSil
  4. Biz de görür görmez bayılmıştık defterlere Depresif Ayucuğum. Dükkânın sloganı da "Buradaki hiçbir şeye gereksinimin yok ama gördüğünde hepsini birden isteyeceksin" :) .

    YanıtlaSil
  5. Elisi defteri olana bayildim gercekten :) Insnain hepsini alasi gelir gercekten :)
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  6. Aynen öyle, insan seçmekte zorlanıyor Aner :) . Sana da sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Daha da kıymetli o zaman :) . Güle güle kullansın arkadaşın Tülinciğim.

    YanıtlaSil
  8. Kağıthane`yi severim. Hatta onlarla ortak bir çekiliş yapmıştık benim blogumda.
    Karaköy şube küçüktü ama büyütmüşler.
    Karaköy`e gidince Karabatak`a da uğrayın: http://www.mutlueller.com/2012/07/not-etmelik-adresler.html

    YanıtlaSil
  9. Semi, yazıda da dediğimiz gibi, Karaköy şu anki haliyle bize, civarda alışık olduğumuz yerlerde işimizi halledip bir an önce uzaklaşma hissi veriyor artık. Defter almaya gittiğimizde de sokakları, Karabatak dahil kafeleri öyleydi yine. Doğal ve sindirerek olmadığı için dönüşüm, görüntü ve ortam da şehrin bir keyif köşesi gibi değil de işgâl altında bir mahalle gibi. Bozcaada'dan da sıtkımızın sıyrıldığı ortamın aynısı oluşmuş şu anda Karaköy'de. Dolayısıyla bizim artık çoğunlukla transit geçişler için yolumuz düşüyor oraya :) .

    YanıtlaSil
  10. Ben gene de seviyorum Karaköy`ü. Sevdiğim birçok yere yakın, belki de ondan. İstanbul Modern, Galata, Tophane-i Amire vs.

    YanıtlaSil
  11. Karaköy'ü biz de seviyoruz hâlâ da insansız hâlini :) .

    YanıtlaSil

Thanks for your comments!